BAYRAM
İd; Bayram, demekdir. Bu
kelime avdet'den alınmıştır. Avdet: Dönmek, manasınadır. Bayramlara «id»
denilmesi, ulemâdan bâzılarına göre: Her sene tekerrür ettikleri içindir. Bir takımları,
Bayramlarda sevinç tekerrür ettiği için onlara bu isim verildiğini; diğer
bâzıları, bayramların dönüp gelmesi ile, onlara erişenlere tefâûl için bu isim
verildiğini söylemişlerdir. Nitekim sefere çıkan cemaata selâmetle dönüp
gelmelerini temenni için tefâülen «kafile» adı verilmişdir.
Şâfiiler'le Mâlikiler'e
ve cumhûr-u ulemâya göre, bayram namazı kılmak sünnet-i müekkede; Hanefiiler'e
göre vâcib, Şafiîler'den Ebû Saîd-i İstahri'ye göre farz-ı kifâyedir.
Nevevî diyor ki: «Eğer
bayram namazı farz-ı kifâyedir, dersek: Bir yer ahâlisi onu kılmadıkları
takdirde kendileri ile harb edilir. Nitekim sâir farz-ı kifâyelerde dahî hüküm
böyledir. Sünnet olduğunu kabul edersek, öğle ve diğer namazların sünnetlerinde
olduğu gibi terkedenlerle harb olunmaz. Maamafih (sünnetdir) denildiği takdirde
dahi onu terkedenlerle harb olunur. Çünkü bayramlar şeâir-i dîniyyedendir,
diyenler de vardır.»
Bayram namazları,
hicretin ilk senesinde meşru olmuşlardır, ikinci yılında meşru olduğunu
söyliyenler de vardır. Mezkûr namazlar, sünnet ile sabit olmuşlardır.